loading
jinekomasti-yalnizca-ergenlik-doneminde-mi-gorulur

Jinekomasti yalnızca ergenlik dönemindeki gençleri etkileyen bir durum mudur, yoksa yaşamın farklı evrelerinde de görülebilir mi? Farklı yaş gruplarında jinekomastinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler nelerdir?

Hayır, jinekomasti sorunu kesinlikle sadece gençleri veya ergenlik dönemindeki bireyleri etkileyen bir durum değildir. Aksine, erkeklerde meme glandüler (salgı bezi) dokusunun iyi huylu (benign) bir şekilde büyümesi olarak tanımlanan jinekomasti, yaşamın farklı evrelerinde, özellikle üç belirgin dönemde hormonal dalgalanmalara bağlı olarak fizyolojik (doğal) bir şekilde pik yaparak görülebilen yaygın bir durumdur: yenidoğan dönemi, ergenlik (puberte) ve ileri yaş (yaşlılık).

Bu fizyolojik dönemlerin dışında, her yaşta, altta yatan çeşitli patolojik (hastalık kaynaklı) veya farmakolojik (ilaç kaynaklı) nedenlerle de ortaya çıkabilir. Bu nedenle, jinekomastinin sadece gençlere özgü bir sorun olduğu veya sadece ergenlikte görüldüğü düşüncesi doğru değildir ve bu yaygın yanılgı, yetişkin veya yaşlı erkeklerde jinekomasti geliştiğinde gereksiz endişeye veya durumun göz ardı edilmesine yol açabilir.

Jinekomastinin Görüldüğü Farklı Yaş Grupları ve Her Döneme Özgü Nedenler:

1. Yenidoğan Jinekomastisi (Neonatal Jinekomasti)

• Görülme Zamanı ve Sıklığı: Bu, jinekomastinin yaşamın en erken döneminde görüldüğü ve tamamen fizyolojik (normal kabul edilen) bir formudur. Doğumdan sonraki ilk birkaç gün veya hafta içinde erkek bebeklerin yaklaşık %60 ila %90’ında, farklı derecelerde de olsa, geçici bir meme büyümesi ve kabarıklığı gözlemlenebilir.

• Temel Nedeni: Temel nedeni, hamileliğin son trimesterinde (üçüncü üç aylık dönem) anneden plasenta yoluyla bebeğin kan dolaşımına geçen yüksek seviyedeki maternal (anneye ait) östrojenler ve diğer hormonlardır (örneğin, progesteron). Bu anneden geçen östrojenler, bebeğin henüz tam olgunlaşmamış olan hassas erkek meme dokusunu uyararak geçici bir büyümeye ve bazen de “cadı sütü” (witch’s milk) veya “neonatal galaktore” olarak adlandırılan, meme başından az miktarda, sütsü bir salgı gelmesine neden olabilir.

• Seyri ve Yönetimi: Doğumdan sonra, bebek artık maternal hormon kaynağı olan plasentadan ayrıldığı için, bu anneden geçen östrojenler bebek vücudundan giderek temizlenir. Sonuç olarak, meme dokusundaki bu fizyolojik şişlik genellikle birkaç hafta içinde, nadiren birkaç ay (genellikle 3-6 ay) içinde kendiliğinden ve tamamen kaybolur. Bu durum tamamen normal kabul edilir ve genellikle herhangi bir tedavi veya özel bir müdahale gerektirmez. Sadece gözlem ve ebeveynlerin bilgilendirilmesi yeterlidir.

2. Pubertal Jinekomasti (Ergenlik Dönemi Jinekomastisi)

• Görülme Zamanı ve Sıklığı: Bu, jinekomastinin en sık fark edildiği, en çok konuşulduğu ve “gençlik sorunu” algısının en çok yerleştiği dönemdir. Ergenliğe giren erkek çocukların (genellikle 10-14 yaşları arasında başlar, pik görülme yaşı 13-14 civarıdır) yaklaşık %50 ila %60’ında, bazı çalışmalara göre ise %70’e varan oranlarda, farklı derecelerde jinekomasti görülebilir. Genellikle bilateral (iki taraflı) olmakla birlikte, tek taraflı (unilateral) veya belirgin asimetrik de başlayabilir.

• Temel Nedeni: Bu dönemdeki jinekomastinin temel nedeni, ergenlikle birlikte vücutta meydana gelen hızlı ve karmaşık hormonal değişimler sırasındaki geçici dengesizliklerdir. Ergenlik başlangıcında, hipotalamus-hipofiz-gonad (HPG) ekseni aktifleşir ve testislerden testosteron üretimi artmaya başlar. Ancak, bu süreçte testosteron seviyeleri yükselirken, aynı zamanda östradiol (en güçlü östrojen türü) seviyeleri de artar. Bazen, östradiol seviyelerindeki artış, testosteron seviyelerindeki artışa göre oransal olarak daha fazla olabilir veya meme dokusu bu dönemde östrojene karşı daha duyarlı (hassas) hale gelebilir. Ayrıca, artan testosteronun bir kısmı periferik dokularda (özellikle artan yağ dokusunda) aromataz enzimi aracılığıyla östrojene dönüştürülür. Sonuç olarak, östrojen/androjen oranı geçici olarak östrojen lehine kayar ve bu da meme glandüler dokusunun uyarılmasına ve büyümesine yol açar.

• Seyri ve Yönetimi: Pubertal jinekomasti genellikle 6 ay ile 2 yıl içinde, hormonal denge yeniden tam olarak kuruldukça ve testosteronun baskın etkisi oturdukça kendiliğinden düzelir ve kaybolur. Çoğu vakada sadece hastaya ve ailesine güvence vermek, durumu açıklamak ve düzenli takip yeterlidir. Ancak, vakaların yaklaşık %5-10’unda jinekomasti 2 yıldan uzun sürebilir veya ergenlik sonrası döneme sarkarak kalıcı hale gelebilir. Bu durum, genç erkeklerde önemli psikososyal sıkıntılara (utanma, özgüven eksikliği, sosyal izolasyon, akran zorbalığı riski) yol açabilir. Eğer jinekomasti çok şiddetliyse, uzun sürüyorsa veya ciddi psikolojik sorunlara neden oluyorsa, medikal tedavi (örneğin, tamoksifen) veya cerrahi tedavi seçenekleri bir çocuk endokrinolojisi uzmanı veya plastik cerrah tarafından değerlendirilebilir.

3. Senil Jinekomasti (Yaşlılık Dönemi Jinekomastisi veya İleri Yaş Jinekomastisi)

• Görülme Zamanı ve Sıklığı: Jinekomasti, yaşlanan erkeklerde de (genellikle 50 yaş ve üzeri) görülme sıklığı yeniden artış gösteren bir durumdur. 50-80 yaş arası erkeklerin yaklaşık %25 ila %70’ini farklı derecelerde etkileyebileceği bildirilmektedir.

• Temel Nedenleri: Bu dönemdeki jinekomasti gelişimine katkıda bulunan birkaç önemli faktör vardır:

• Testosteron Seviyelerinde Doğal Azalma (Geç Başlangıçlı Hipogonadizm): Yaşla birlikte testislerin testosteron üretme kapasitesi doğal olarak ve kademeli bir şekilde azalır. Dolaşımdaki total ve serbest testosteron seviyeleri düşer.

• Artmış Periferik Aromataz Aktivitesi: Yaşla birlikte genellikle vücut yağ oranı (özellikle visseral ve subkutan yağ) artma eğilimindedir. Yağ dokusu, androjenleri (testosteron gibi) östrojenlere dönüştüren aromataz enziminin önemli bir kaynağıdır. Artan yağ dokusu, daha fazla testosteronun östrojene çevrilmesine ve dolayısıyla kan dolaşımındaki östrojen seviyelerinin göreceli veya mutlak olarak yükselmesine yol açar. Bu da östrojen/androjen oranını östrojen lehine değiştirir.

• Seks Hormonu Bağlayıcı Globulin (SHBG) Seviyelerinde Değişiklikler: SHBG seviyeleri genellikle yaşla birlikte artma eğilimindedir. SHBG, testosteronu östrojene göre daha yüksek bir afiniteyle (bağlanma gücüyle) bağlar. Artmış SHBG seviyeleri, serbest (biyolojik olarak aktif) testosteron miktarını daha da azaltırken, serbest östrojen miktarını nispeten daha yüksek tutabilir veya östrojenin etkisini göreceli olarak artırabilir.

• Artan İlaç Kullanımı (Polifarmasi): Yaşlı bireylerde kronik hastalıkların (örneğin, kalp hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, prostat sorunları, depresyon) görülme sıklığı arttığı için, buna bağlı olarak çoklu ilaç kullanımı (polifarmasi) da daha yaygındır. Spironolakton, bazı kalp ilaçları (digoksin, kalsiyum kanal blokerleri), prostat kanseri tedavisinde kullanılan antiandrojenler, bazı antidepresanlar, antipsikotikler, mide ilaçları (simetidin gibi) gibi birçok yaygın kullanılan ilaç, yan etki olarak jinekomastiye neden olabilir veya mevcut durumu kötüleştirebilir.

• Eşlik Eden Altta Yatan Hastalıklar: Yaşlılarda daha sık görülen kronik karaciğer sirozu, kronik böbrek yetmezliği, tiroid hastalıkları (hipertiroidi veya hipotiroidi), hipogonadizm (yaşa bağlı olmayan nedenlerle de olabilir) ve nadiren de olsa bazı tümörler (testis, adrenal bez veya akciğer tümörleri gibi hormon salgılayan veya paraneoplastik sendromlara yol açan) gibi sistemik hastalıklar da jinekomasti gelişimine katkıda bulunabilir.

• Seyri ve Yönetimi: Yaşlılık döneminde ortaya çıkan jinekomasti genellikle daha kalıcı olma eğilimindedir, özellikle altta yatan neden (örneğin, yaşa bağlı hormonal değişiklikler, kronik hastalıklar) devam ediyorsa. Tedavi, altta yatan nedenin saptanıp mümkünse düzeltilmesine (örneğin, jinekomastiye neden olan bir ilacın değiştirilmesi, tiroid hastalığının tedavisi), yaşam tarzı değişikliklerine (kilo kontrolü, egzersiz) ve gerekirse semptomatik veya estetik nedenlerle medikal ya da cerrahi tedaviye dayanır. Yaşlı hastalarda, özellikle diğer “kırmızı bayrak” belirtileri (tek taraflı sert kitle, meme başı akıntısı vb.) varsa, erkek meme kanseri olasılığı da daha dikkatli bir şekilde dışlanmalıdır.

Sonuç Olarak: Görüldüğü üzere, jinekomasti kesinlikle sadece ergenlik dönemindeki gençleri etkileyen bir durum değildir. Yenidoğanlarda tamamen fizyolojik ve geçici bir durum olarak ortaya çıkarken, en sık ergenlik döneminde hormonal dalgalanmalarla görülür ve bu dönemde de genellikle geçicidir. Ancak, jinekomasti aynı zamanda yetişkinlikte ve özellikle yaşlılık döneminde de, yaşa bağlı hormonal değişiklikler, artan ilaç kullanımı ve çeşitli eşlik eden sistemik hastalıklar nedeniyle sıkça görülebilen bir durumdur. Ergenlik dönemindeki jinekomasti genellikle kendiliğinden düzelse de, yetişkinlik ve yaşlılık döneminde ortaya çıkan veya devam eden jinekomasti daha kalıcı olma eğilimindedir ve altta yatan bir tıbbi durumun, hormonal bir dengesizliğin veya kullanılan bir ilacın bir yan etkisinin belirtisi olabileceği için daha dikkatli ve kapsamlı bir tıbbi değerlendirme gerektirebilir. Bu nedenle, herhangi bir yaşta ortaya çıkan ve kişide endişe veya rahatsızlık yaratan bir meme büyümesi durumunda, doğru tanı ve uygun yönetim için mutlaka bir doktora başvurmak önemlidir.

Ne Öğrendik

Jinekomasti sadece gençlere özgü bir sorun olmayıp, yaşamın üç farklı fizyolojik döneminde (yenidoğan, ergenlik ve yaşlılık) doğal hormonal dalgalanmalarla sıkça görülebilir; ayrıca, her yaşta çeşitli patolojik nedenler (hastalıklar, ilaçlar, tümörler) veya idiyopatik olarak da ortaya çıkabilir, bu nedenle yaş gruplarına göre farklı nedenler ve yönetim stratejileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Kaynaklar

1. Narula HS, Carlson HE. Gynaecomastia–pathophysiology, diagnosis and treatment. Nat Rev Endocrinol. 2014 Nov;10(11):684-98. Epub 2014 Aug 12. PMID: 25112235.

2. Braunstein GD. Clinical practice. Gynecomastia. N Engl J Med. 2007 Sep 20;357(12):1229-37. PMID: 17881754.

3. Cuhaci N, Polat SB, Evranos B, Ersoy R, Cakir B. Gynecomastia: Clinical evaluation and management. Indian J Endocrinol Metab. 2014 Mar;18(2):150-8. PMID: 24741509; PMCID: PMC3987263.

4. Johnson RE, Murad MH. Gynecomastia: pathophysiology, evaluation, and management. Mayo Clin Proc. 2009 Nov;84(11):1010-5. PMID: 19880691; PMCID: PMC2770912.

5. Kasielska A, Antoszewski B. Surgical management of gynecomastia: an outcome analysis. Ann Plast Surg. 2013 Nov;71(5):471-5. PMID: 23187709.

6. Glass AR. Gynecomastia. Endocrinol Metab Clin North Am. 1994 Dec;23(4):825-37. PMID: 7705322.