loading
liposuction-nedir-jinekomasti-tedavisinde-ne-zaman-ve-nasil-kullanilir

Liposuction Nedir, Jinekomasti Tedavisinde Ne Zaman ve Nasıl Kullanılır? Bu Yöntemin Avantajları ve Sınırlılıkları Nelerdir?

Liposuction (lipoplasti veya yağ emme/alma olarak da bilinir), vücudun belirli bölgelerinde (örneğin, karın, bel, kalça, uyluk, diz içleri, kollar, boyun ve jinekomasti durumunda göğüs bölgesi) birikmiş olan istenmeyen, diyet ve egzersize dirençli lokalize yağ birikimlerini cerrahi olarak uzaklaştırmak ve bu sayede vücut konturlarını iyileştirerek daha estetik, daha orantılı ve daha şekilli bir görünüm sağlamak amacıyla kullanılan popüler bir estetik cerrahi prosedürüdür.

Liposuction, kesinlikle bir kilo verme veya obezite tedavi yöntemi değildir; ancak, ideal kilosuna yakın veya hafif kilolu olan, cilt elastikiyeti iyi olan ve belirli bölgelerinde inatçı yağ birikintilerinden şikayetçi olan bireylerde etkili sonuçlar verebilir.

Liposuction Tekniğinin Temel Prensibi ve Uygulanış Aşamaları

1. Ameliyat Öncesi Planlama ve İşaretleme: Cerrah, ameliyat öncesinde hasta ile detaylı bir görüşme yaparak beklentilerini anlar, fizik muayene ile tedavi edilecek bölgeleri ve yağ birikiminin miktarını değerlendirir. Ameliyat günü, hasta ayaktayken, yağın alınacağı bölgeler ve kanüllerin giriş noktaları (kesi yerleri) özel cerrahi kalemlerle dikkatlice işaretlenir.

2. Anestezi Uygulaması: Liposuction işlemi, alınacak yağ miktarına, tedavi edilecek alanın genişliğine ve hastanın tercihine bağlı olarak farklı anestezi yöntemleri altında yapılabilir:

• Lokal Anestezi: Sadece küçük ve sınırlı alanlarda liposuction yapılacaksa tercih edilebilir.

• Lokal Anestezi ve Sedasyon (Sakinleştirici İlaçlar): Daha yaygın olarak kullanılır. Hasta uyanıktır ancak rahatlamış ve ağrı hissetmez durumdadır.

• Genel Anestezi: Daha geniş alanlarda veya daha fazla miktarda yağ alınacaksa ya da hasta genel anesteziyi tercih ediyorsa uygulanır. Jinekomasti cerrahisinde sıklıkla tercih edilir.

3. Tümesan Solüsyonu Enjeksiyonu (Çoğu Modern Liposuction Tekniğinde Kullanılır):

• Yağ alınacak bölgeye, genellikle “tümesan teknik” adı verilen bir yöntemle özel bir sıvı solüsyonu enjekte edilir. Bu solüsyonun temel bileşenleri ve amaçları şunlardır:

• Lokal Anestezik (Genellikle Lidokain): Ameliyat sırasında ve sonrasında bölgesel ağrıyı azaltır, hastanın konforunu artırır.

• Vazokonstriktör (Damar Büzücü İlaç – Genellikle Epinefrin/Adrenalin): Tedavi edilecek bölgedeki kan damarlarını geçici olarak daraltarak (vazokonstriksiyon) ameliyat sırasındaki kanamayı önemli ölçüde azaltır, morarmayı (ekimoz) sınırlar ve lokal anestezik maddenin daha uzun süre etkili kalmasını sağlar.

• Tuzlu Su Çözeltisi (Serum Fizyolojik veya Ringer Laktat): Yağ dokusunun şişmesini, sertleşmesini ve daha homojen bir kıvama gelmesini sağlayarak, yağ hücrelerinin kanüllerle daha kolay parçalanmasını ve emilmesini kolaylaştırır.

4. Küçük Kesilerin (İnsizyonların) Yapılması: Tedavi edilecek bölgeye yakın, genellikle birkaç milimetre (tipik olarak 3-4 mm) uzunluğunda, çok küçük ve mümkün olduğunca gizli kalacak (doğal cilt kıvrımları içine veya daha az görünür alanlara) kesiler yapılır. Bu kesiler, liposuction kanüllerinin cilt altına yerleştirilebilmesi için giriş noktaları olarak kullanılır.

5. Liposuction Kanüllerinin Kullanımı ve Yağ Çekme İşlemi:

• Ucu künt (keskin olmayan), çeşitli çaplarda (genellikle 2 ila 6 mm arasında), uzunluklarda ve uç tasarımlarında (örneğin, tek delikli, çok delikli, spatül uçlu) olan ince, paslanmaz çelik metal tüpler olan “kanüller” (cannula), yapılan bu küçük kesilerden cilt altına, hedef yağ tabakasına yerleştirilir.

• Bu kanüller, güçlü bir cerrahi vakum (aspirasyon) cihazına veya bazı durumlarda özel büyük şırıngalara (manuel liposuction) bağlıdır.

• Cerrah, kanülü cilt altında, yağ dokusu içinde dikkatli, kontrollü, ritmik ve yelpaze şeklinde (fanning) ileri-geri veya tünel açar gibi hareketlerle gezdirerek, yağ hücrelerini mekanik olarak parçalar ve gevşetir. Parçalanan ve sıvılaşan yağ dokusu, kanülün ucundaki deliklerden vakumla emilerek vücuttan dışarı alınır.

• Cerrah, hedeflenen konturu elde etmek, aşırı yağ alımından (bu da ciltte düzensizliklere veya çöküntülere yol açabilir) veya yetersiz yağ alımından (istenilen sonucun elde edilememesi) kaçınmak için, yağın alınacağı bölgeleri ve miktarı dikkatlice yönetir. Bu, cerrahın deneyimi, sanatsal görüşü ve dokunma hissi (taktil feedback) ile yakından ilişkilidir.

6. Enerji Bazlı Liposuction Tekniklerinin Kullanımı (Gerektiğinde veya Tercihe Bağlı Olarak):

• Geleneksel (SALA – Suction-Assisted Liposuction) tekniğe ek olarak, yağ hücrelerinin daha kolay parçalanmasını sağlamak, kanamayı daha da azaltmak, ameliyat süresini kısaltmak ve potansiyel olarak ciltte bir miktar sıkılaşmaya (skin tightening) yardımcı olmak amacıyla çeşitli enerji bazlı liposuction teknolojileri de kullanılabilir. Bunlar arasında en yaygın olanları:

• Ultrason Destekli Liposuction (UAL – VASER Liposuction): Ultrasonik enerji (yüksek frekanslı ses dalgaları) kullanarak yağ hücrelerinin zarlarını seçici olarak patlatır ve yağın sıvılaşmasını (emülsifiye olmasını) sağlar. Bu sıvılaşmış yağ daha sonra düşük basınçlı bir vakumla kolayca emilir. Özellikle yoğun, sert ve fibröz (bağ dokusu fazla) yağ dokusunda (örneğin, erkek sırtı, bazı jinekomasti vakaları) veya daha önce liposuction yapılmış revizyon alanlarında etkili olabilir. Kliniğimizde bu cihaz tercih edilmektedir.

• Lazer Destekli Liposuction (LAL – SmartLipo®, SlimLipo® gibi): Cilt altına sokulan ince bir fiber optik kablo aracılığıyla lazer enerjisi (belirli dalga boylarında) doğrudan yağ dokusuna iletilir. Lazer enerjisi, yağ hücrelerini eritir (termal etki) ve aynı zamanda küçük kan damarlarını koagüle ederek (pıhtılaştırarak) kanamayı azaltır. Ayrıca, lazerin termal etkisinin cilt altı kolajen üretimini uyararak ve mevcut kolajen liflerini kısaltarak bir miktar cilt sıkılaşması (skin retraction) sağlayabileceği iddia edilir.

• Güç Destekli Liposuction (PAL): Kanülün ucunun, elektrikli veya pnömatik (hava basınçlı) bir motor sistemiyle çok hızlı (saniyede binlerce kez) titreşimli veya kısa mesafeli ileri-geri (resiprokan) salınımlı hareket etmesini sağlar. Bu mekanik hareket, yağ dokusunun daha kolay ve daha az travmatik bir şekilde parçalanmasına ve cerrahın daha az fiziksel efor sarf ederek daha fazla miktarda yağı daha kısa sürede almasına yardımcı olur.

Jinekomasti Tedavisinde Liposuction Uygulaması:

Jinekomasti tedavisinde liposuction, özellikle meme büyümesinin temel nedeninin aşırı ve lokalize yağ dokusu birikimi olduğu durumlarda (yani, psödojinekomasti veya lipomasti) veya gerçek glandüler jinekomasti ile birlikte belirgin bir yağ dokusu komponentinin de bulunduğu karışık tip jinekomasti vakalarında, fazla yağ dokusunu azaltmak ve göğüs konturunu iyileştirmek için yaygın ve etkili bir şekilde kullanılır.

Jinekomasti için liposuction uygulaması genellikle şu şekilde yapılır:

1. Anestezi Seçimi: İşlemin kapsamına ve hastanın tercihine bağlı olarak genellikle lokal anestezi ve sedasyon (bilinçli sakinleştirme) veya bazı daha kapsamlı durumlarda genel anestezi altında yapılır.

2. Kesi Yerlerinin Belirlenmesi: Meme bölgesinde, genellikle meme başı-areola kompleksinin (NAC) kenarında (periareolar bölge), koltuk altında (aksiller bölge) veya göğüs altı kıvrımında (inframamarian fold – erkeklerde daha az belirgindir) çok küçük (birkaç milimetre uzunluğunda) ve mümkün olduğunca gizli kalacak kesiler planlanır. Bu kesiler, iyileştiklerinde genellikle çok az ve belirsiz bir iz bırakır.

3. Tümesan Solüsyon Enjeksiyonu: Yukarıda detayları verilen tümesan solüsyon, jinekomastik meme bölgesindeki hedef yağ dokusuna dikkatlice enjekte edilir. Bu, ameliyat sırasındaki kanamayı ve ağrıyı önemli ölçüde azaltır, yağın daha kolay ve homojen bir şekilde emilmesini sağlar ve ameliyat sonrası morarma ile şişliği de sınırlar.

4. Liposuction Kanüllerinin Kullanımı ve Yağ Emme İşlemi: Farklı çaplarda (genellikle 2-4 mm) ve uç tasarımlarında olan özel liposuction kanülleri kullanılır. Cerrah, bu kanülleri yapılan küçük kesilerden cilt altına sokarak, göğüs bölgesindeki (hem glandüler dokunun üzerindeki ve çevresindeki hem de bazen glandüler dokunun içine dağılmış olan) fazla yağ dokusunu hedefler. Kanül, yağ tabakası içinde dikkatli, kontrollü ve simetrik hareketlerle (genellikle pektoral kasın konturlarını takip ederek ve meme başı altına doğru odaklanarak) ileri-geri veya yelpaze şeklinde hareket ettirilerek yağ hücreleri parçalanır ve vakumla emilir.

5. Kontur Şekillendirme ve Simetri Sağlama: Cerrah, ameliyat sırasında sürekli olarak her iki memeyi de değerlendirerek, daha düz, daha sıkı, daha doğal ve daha erkeksi bir göğüs konturu oluşturmak için yağ alımını dikkatlice ve simetrik bir şekilde yönetir. Amaç, estetik olarak hoş bir geçiş sağlamak, aşırı yağ alımından (bu da ciltte düzensizliklere, dalgalanmalara veya çöküntülere yol açabilir) veya yetersiz yağ alımından (istenilen düzleşmenin elde edilememesi) kaçınmaktır.

6. Glandüler Doku ile Kombinasyon (Eğer Gerekliyse ve Sıklıkla Gerekir): Eğer jinekomasti sadece yağ dokusundan değil, aynı zamanda sert, yoğun glandüler (meme bezi) dokudan da kaynaklanıyorsa (ki bu durum karışık tip jinekomastide ve gerçek glandüler jinekomastide geçerlidir), liposuction tek başına yeterli ve tatmin edici bir sonuç vermeyebilir. Çünkü liposuction kanülleri, bu sert glandüler dokuyu etkili bir şekilde parçalayıp ememez. Bu durumda, cerrahi plan genellikle iki aşamalı veya kombine bir yaklaşımı içerir:

• Öncelikle, liposuction ile meme bölgesindeki çevresel ve üzerindeki yağ dokusu azaltılır, konturlar şekillendirilir ve glandüler dokunun sınırları daha net bir şekilde ortaya konur.

• Ardından, genellikle meme başı çevresinden (periareolar kesi) yapılan küçük bir kesi ile girilerek, kalan sert glandüler doku cerrahi olarak kesilip çıkarılır (eksizyon veya subkütan mastektomi).

• Liposuction, bu kombine yaklaşımda, glandüler dokunun çıkarılmasını kolaylaştırabilir, daha pürüzsüz bir geçiş sağlayabilir ve ameliyat sonrası daha iyi bir estetik sonuç elde edilmesine yardımcı olabilir.

7. Kesilerin Kapatılması ve Kompresyon Giysisi Uygulanması: Liposuction işlemi tamamlandıktan ve gerekirse glandüler doku çıkarıldıktan sonra, yapılan küçük kesiler genellikle bir veya birkaç ince dikişle (sütür) kapatılır veya bazı durumlarda kendiliğinden iyileşmeye bırakılabilir (bu, drenajı kolaylaştırabilir). Ameliyat bölgesine, şişliği (ödemi) kontrol etmek, cildin alttaki yeni konturlara oturmasına yardımcı olmak ve hematom/seroma riskini azaltmak için özel bir kompresyon giysisi (jinekomasti yeleği veya sıkı bir korse) giydirilir. Bu giysinin genellikle ameliyattan sonraki ilk birkaç hafta boyunca (ortalama 2-4 hafta) sürekli veya cerrahın önerdiği şekilde kullanılması çok önemlidir.

Liposuction’ın Jinekomasti Tedavisindeki Avantajları

• Minimal İnvaziv Bir Yöntemdir (Özellikle Sadece Yağ Dokusuna Yönelikse): Diğer açık cerrahi eksizyon tekniklerine göre daha az travmatiktir, çünkü kesiler çok küçüktür.

• Daha Az ve Daha Belirsiz İz Bırakır: Küçük kesiler genellikle iyi iyileşir ve zamanla oldukça belirsiz hale gelir.

• Daha Hızlı Bir İyileşme Süreci Sunabilir: Genellikle daha büyük cerrahi eksizyonlara kıyasla, ameliyat sonrası ağrı daha az, şişlik ve morluk daha sınırlı olabilir ve hastalar normal günlük aktivitelere daha erken dönebilirler (özellikle sadece liposuction yapıldıysa).

• Kontur Şekillendirmede Etkilidir: Göğüs bölgesindeki yağ dağılımını düzelterek ve fazla yağı alarak daha estetik, daha pürüzsüz ve daha erkeksi bir göğüs konturu elde edilmesine yardımcı olur.

Liposuction’ın Jinekomasti Tedavisindeki Sınırlılıkları ve Dezavantajları

• Sert Glandüler Meme Dokusunu Çıkaramaz: En önemli sınırlılığı budur. Liposuction kanülleri, yoğun ve fibröz yapıdaki glandüler meme dokusunu etkili bir şekilde parçalayıp ememez. Bu nedenle, belirgin glandüler jinekomastisi olan veya karışık tip jinekomastide önemli bir glandüler komponenti olan hastalarda, tek başına liposuction genellikle yetersiz kalır ve tatmin edici olmayan sonuçlara (örneğin, meme başı altında kalan sertlik, çıkıntı veya “meme ucu şişkinliği” – puffy nipple) yol açabilir.

• Cilt Sarkmasına Çözüm Değildir: Eğer jinekomastiye bağlı olarak meme cildinde belirgin bir gevşeklik, fazlalık veya sarkma (ptozis) varsa, liposuction tek başına bu cilt sarkmasını düzeltmez. Hatta, alttaki hacim azaltıldığında ciltteki sarkma daha da belirginleşebilir. Bu tür durumlarda, liposuctiona ek olarak mutlaka cilt çıkarılması ve sıkılaştırılması (mastopeksi) tekniklerinin de uygulanması gerekir.

• Potansiyel Komplikasyonlar: Her cerrahi işlemde olduğu gibi, liposuctionın da potansiyel riskleri ve komplikasyonları vardır. Bunlar arasında enfeksiyon, kanama, hematom, seroma, ciltte duyu değişiklikleri (genellikle geçici), kontur düzensizlikleri (dalgalanmalar, çöküntüler), ciltte renk değişiklikleri, asimetri, yağ embolisi (çok nadir ama ciddi) ve anesteziye bağlı riskler sayılabilir. Deneyimli bir cerrah tarafından uygun koşullarda yapıldığında bu riskler minimize edilir.

Sonuç olarak, liposuction, jinekomasti tedavisinde, özellikle meme büyümesinin temel nedeninin aşırı yağ dokusu birikimi olduğu (psödojinekomasti) veya karışık tip jinekomastide (hem yağ hem de glandüler doku artışı) yağ komponentini azaltmak ve göğüs konturunu iyileştirmek için sıkça kullanılan, etkili ve genellikle minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. Ancak, belirgin glandüler jinekomasti varlığında, liposuction genellikle tek başına yeterli olmaz ve glandüler dokunun cerrahi olarak çıkarılması (eksizyon) ile kombine edilmesi gerekir. Cerrah, hastanın bireysel durumunu (jinekomastinin tipi, şiddeti, cilt kalitesi vb.) ve beklentilerini dikkatlice değerlendirerek, liposuctionın uygun bir tedavi seçeneği olup olmadığına ve eğer uygunsa, diğer cerrahi tekniklerle (örneğin, gland eksizyonu, cilt çıkarılması) kombine edilip edilmeyeceğine karar verecektir.

Ne Öğrendik

Liposuction (yağ emme), jinekomasti tedavisinde özellikle meme bölgesindeki aşırı yağ dokusunu (psödojinekomasti) hedefler ve küçük kesilerden sokulan kanüller aracılığıyla yağın vakumla emilmesi prensibine dayanır; ancak bu teknik sert glandüler meme dokusunu çıkaramaz, bu nedenle belirgin glandüler komponenti olan vakalarda genellikle glandüler doku eksizyonu ile kombine edilerek daha düz ve erkeksi bir göğüs konturu elde etmek amacıyla uygulanır ve cilt sarkmasını düzeltmede tek başına etkili değildir.

Kaynaklar

1. Rohrich RJ, Ha RY, Kenkel JM, Adams WP Jr. Classification and management of gynecomastia: defining the role of ultrasound-assisted liposuction. Plast Reconstr Surg. 2003 Feb;111(2):909-23; discussion 924-5. PMID: 12560721.

2. Hammond DC. Surgical correction of gynecomastia. Plast Reconstr Surg. 2009 Jul;124(1 Suppl):61e-68e. PMID: 19568140.

3. Yang CC. Suction lipectomy and gynecomastia. Plast Reconstr Surg. 1989 Apr;83(4):753-4. PMID: 2538853.

4. Lin Y, Chen J, Mu D. Expected Reduction of The Nipple-Areolar Complex Over Time After Treatment of Gynecomastia with Ultrasound-Assisted Liposuction Mastectomy Compared to Subcutaneous Mastectomy Alone. Aesthetic Plast Surg. 2022 Apr;46(Suppl 1):162-163. Epub 2021 Jan 5. PMID: 33403407.

5. Collins PS, Moyer KE. Evidence-Based Practice in Liposuction. Ann Plast Surg. 2018 Jun;80(6S Suppl 6):S403-S405. PMID: 29369106.

6. Prasetyono TOH, Budhipramono AG, Andromeda I. Liposuction Assisted Gynecomastia Surgery With Minimal Periareolar Incision: a Systematic Review. Aesthetic Plast Surg. 2022 Feb;46(1):123-131. Epub 2021 Aug 11. PMID: 34379157.

7. Brown RH, Chang DK, Siy R, Friedman J. Trends in the Surgical Correction of Gynecomastia. Semin Plast Surg. 2015 May;29(2):122-30. PMID: 26528088; PMCID: PMC4621393.