loading
Rinoplasti Sonrası 2-3 Ay Geçti Ama Yandan Bir Fark Göremiyorum, Neden ?

29-Rinoplasti Sonrası 2-3 Ay Geçti Ama Yandan Bir Fark Göremiyorum, Neden ?

Rinoplasti ameliyatı sonrası hastaların en sık yaşadığı endişelerden biri, özellikle ilk birkaç ay içinde burunlarında belirgin bir estetik fark görememek veya hala şişliklerin devam ettiğini hissetmektir. Ameliyat sonrası 2-3 ay geçmiş olmasına rağmen yandan (profilden) istenen değişikliği gözlemleyememenizin arkasında yatan çeşitli nedenler ve fizyolojik süreçler bulunmaktadır. Bu durumun en temel açıklaması, ameliyat sonrası oluşan ödem (şişlik) ve bunun iyileşme üzerindeki etkisidir.

Ödem ve Kontrolü: İyileşmenin Anahtarı

Ameliyat sonrası az veya çok kaçınılmaz olarak oluşan ödem ve bunun kontrolü, burnun nihai estetik şekillenmesi (iyileşme) için öncelikle dikkat edilmesi gereken bir sorundur. Rinoplasti sonrası ödem, kızarıklık ve morarmanın en sık görülme nedenleri arasında uygun olmayan (kanamalı) cerrahi plan ve travmatik kemik şekillendirme işlemleri yer alır.

Kemik törpüleme, kesme veya çıkarma gibi uygulamalarda, klinikte ödem ve morarmaya neden olarak kilit önem taşıyan üç anatomik yapı vardır:

Periostun Korunması: İlk olarak, periost adı verilen kemik zarıdır. Periostun korunmadığı her estetik burun ameliyatında az veya çok morarma ve ödem gözlenir. Cerrahın periosta saygılı çalışması, ameliyat sonrası şişliği minimize etmede kritik öneme sahiptir.

Cerrahi Planın Derinliği (Sub-SMAS): İkincisi, cerrahinin bu planın altından (sub-SMAS – Subcutaneous Musculoaponeurotic System) gerçekleştirilme zorunluluğudur. Dokuya daha az travma uygulayan cerrahi planlar, ödemi azaltmada etkilidir.

Angular Ven Ağı: Üçüncüsü, yan (lateral) kemik şekillendirmede yaralanma riski taşıyan nazal kemiğin her iki yanında ilerleyen angular ven ağıdır. Bu damar ağının travmatize olması, belirgin morluk ve şişliğe yol açabilir.

Ödemin Yerleşimi ve Süresi

Rinoplasti sonrasında göz ve burun çevresinde gözlenen ödem, burunda kendini en sık, derinin en kalın olduğu burun kökü (radix) ve burun ucunda (tip) belli eder. Özellikle burun ucunun bir parmak gerisinde bulunan ve burnun “en kalın” deriye sahip bölgesi olan “supratip” adını verdiğimiz bölgede oluşan ödemin, burun derisi kalın olsun olmasın, geç inmesi beklenir. Bu durum, burun estetiği ameliyatında cilt kalınlığının önemini bir kez daha ortaya koyar. (Bkz: Burun Estetiği Ameliyatında cilt kalınlığı neden önemlidir?).

Kalın derili ve ameliyat sonrası yaygın ödem gelişen hastalarda, ameliyattan sonra 2-3 ay, nihai sonuçların alınabilmesi için çok erken bir süre olabilir. Bu tip durumlarda, ödemin tamamen çözülmesi ve burnun son şeklini alması 6-8 ay veya daha uzun sürebilir.

“Polly-Beak” Deformitesi ve Tedavi Yöntemleri

Bu alanda (supratip bölgesinde) kontur uyumsuzluğuna neden olan ödeme bağlı tepeciğin kalıcı olması, “Polly-beak” veya “papağan burun deformitesi” adını verdiğimiz klinik soruna neden olur. Toplumda bu deformiteye “gaga burun” denir. Bu deformiteler, ameliyat sonrasında ya kıkırdaklara veya yumuşak doku fazlalığına bağlı olarak kalıcı veya geçici bir komplikasyon olarak gözlenebilir. Ayrıca, “gaga burun” deformitesi doğuştan yapısal da olabilir.

Kalın derili kişilerde yandan bakıldığında burun konturunda düzelme olmaması durumunda, şişkinliklerin geçmesi için en az 6-8 ay doktorunuzun önerileri doğrultusunda aktif beklenti içine girilir ve çeşitli ödem giderici yöntemler uygulanabilir:

Baskılı Flaster Uygulaması: Burna 2 ay boyunca baskılı flaster bantlar uygulanması, ödemin çözülmesine ve derinin alttaki iskelete yapışmasına yardımcı olabilir.

Titreşim (Vibrasyon) Tedavisi: Burun bölgesine uygulanan titreşim tedavisi, lenfatik drenajı artırarak ödemin daha hızlı atılmasına katkı sağlayabilir.
Topikal Kremler ve İlaç Enjeksiyonları: Yağ ifrazatını baskılayıcı ödem giderici kremler veya lokal steroid enjeksiyonları (örneğin 45 günde bir 0.1-0.2 ml Triamcinolone) uygulanabilir.

Düşük Doz Oral İzotretinoin: Kalın derili hastalarda, yağ bezlerinin aktivitesini azaltmak ve ödemi kontrol altına almak amacıyla düşük doz akne ilacı olan oral İzotretinoin (Roaccutane®) tedavisi başlatılabilir.

Bu süre sonunda yandan bakışta (profilden) burun konturunda devam eden bir kabalık veya yükseklik varsa, bunun nedeni genellikle geçirilmiş ameliyatta bu bölgeden yetersiz doku (kıkırdak veya kemik) çıkarılması olabilir. Bu durumda, revizyon cerrahisi gibi ek müdahaleler gündeme gelebilir.

Ne Öğrendik?

Rinoplasti sonrası 2-3 ayın, burundaki ödemin tamamen inmesi ve nihai şeklin ortaya çıkması için erken bir süre olabileceğini öğrendik. Özellikle kalın derili hastalarda veya travmatik cerrahi yaklaşımlarda ödemin daha uzun sürebileceğini ve burun kökü ile supratip bölgesinde yoğunlaştığını anladık. Ödemin inmemesi durumunda ortaya çıkabilen “Polly-beak” (papağan burun) deformitesini ve bunun kıkırdak veya yumuşak doku fazlalığına bağlı olabileceğini kavradık. İyileşme sürecini hızlandırmak ve ödemi kontrol altına almak için baskılı flaster, titreşim tedavisi, topikal kremler, steroid enjeksiyonları ve düşük doz oral İzotretinoin gibi yöntemlerin kullanılabileceğini öğrendik. Son olarak, bu süre sonunda hala devam eden kabalık veya yüksekliğin, genellikle ameliyatta yetersiz doku çıkarılmasına işaret edebileceği bilgisini edindik.

Kaynakça

Holt GR, Garner ET, McLarey D. Postoperative sequelae and complications of rhinoplasty. Otolaryngol Clin North Am. 1987 Nov;20(4):853-76. PMID: 3320872.

Coppey E, Loomans N, Mommaerts MY. Prevention and non-surgical treatment of soft tissue polly beak deformity after rhinoplasty: a scoping review. J Craniomaxillofac Surg. 2023 Feb;51(2):79-88. PMID: 36805841.