loading
Domuz ve Boksör Burun Nedir ?

74-Rinoplasti Sonrası İstenmeyen Değişiklikler: Domuz Burun ve Boksör Burun Deformiteleri

Rinoplasti ameliyatları, genellikle estetik ve fonksiyonel iyileşme hedeflerken, bazen istenmeyen şekil bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu deformitelerden ikisi, hayvanlara benzetmelerle adlandırılan “Domuz Burun” ve sporcularla ilişkilendirilen “Boksör Burun” tanımlarıdır. Her ikisi de genellikle burun yapısında görülen belirgin değişikliklerle karakterizedir ve hastaların yaşam kalitesini etkileyebilir.

Domuz Burun Deformitesi Nedir?

Domuz burun deformitesi, adından da anlaşılabileceği gibi, burnun domuz burnuna benzer şekilde kısalması, şişmesi ve basıklaşması ile karakterize bir şekil bozukluğudur. Bu deformitede burun delikleri elipsoid değil, yuvarlak bir şekil alır ve karşıdan bakıldığında burun içinin aşırı derecede gözlenmesi tipiktir. Ödemin etkisiyle deri kalınlaşarak şişer ve burnun genel görünümünü olumsuz etkiler.

Domuz Burun Deformitesinin Temel Özellikleri:

Domuz burun deformitesinde genellikle dört ana sorun bir arada görülür:

Kısa Kemik ve Kısa Burun: Burun iskeletinin, özellikle kemik yapısının kısalmış olması, burnun genel uzunluğunun azalmasına neden olur.

Kalın Deri ve Yüksekliğini Kaybetmiş, Yayvan, Basık Burun: Kalın deri, ödemle birleştiğinde burnun daha şiş ve şekilsiz görünmesine yol açar. Burun ucu ve sırtı yeterli yüksekliğe sahip değildir, bu da burnun yayvan ve basık bir görünüm kazanmasına neden olur.

Yuvarlak Burun Delikleri: Burun deliklerinin estetik olmayan bir şekilde yuvarlaklaşması, domuz burun görünümünü pekiştirir. Normalde burun delikleri, hafifçe oval veya damla şeklinde olmalıdır.

Burun İçinin Gözlenmesi: Karşıdan veya hafif aşağıdan bakıldığında, burun deliklerinin iç kısmının (mukozanın) aşırı derecede görünür olması, bu deformitenin belirgin özelliklerindendir.

Oluşum Nedenleri ve Bilimsel Yaklaşım:

Domuz burun deformitesi, genellikle rinoplasti ameliyatı sırasında burun kıkırdaklarının (özellikle alar kıkırdakların) aşırı rezeksiyonu (çıkarılması) veya yetersiz desteklenmesi sonucunda ortaya çıkar. Burun ucunu oluşturan kıkırdakların aşırı kısaltılması, burun ucunun aşırı derecede yukarı dönmesine (aşırı rotasyon) ve kısalmasına yol açar. Bu, burun deliklerinin aşırı görünür hale gelmesine ve burnun genel uzunluğunun kısalmasına neden olur.

Genetik faktörler ve cilt yapısı da bu deformitenin oluşumunda rol oynayabilir. Özellikle kalın ve yağlı deriye sahip kişilerde, rinoplasti sonrası ödemin inmesi daha uzun sürebilir ve cilt esnekliğinin zayıf olması nedeniyle burun ucu yeterli projeksiyonu sağlayamayarak basıklaşabilir. Doğu-Güney Akdeniz coğrafyasında (Arap, İranlı, Kuzey Afrikalı) yaşayan bireylerde veya Crouzon gibi genetik sendromlarda, burun ucu yapısı ve cilt özellikleri nedeniyle benzer deformitelere genetik yatkınlık görülebilir.

Boksör Burun Deformitesi Nedir?

Boksör burun, genellikle burun sırtında belirgin bir çökme (depresyon) ve buna eşlik eden burun ucu deformiteleri ile karakterize bir şekil bozukluğudur. Bu terim, adını boks veya kickboks gibi dövüş sporlarıyla uğraşan kişilerde tekrarlayan burun kırılmaları sonrasında sıkça görülmesinden alır. Ancak, travma dışındaki nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Boksör Burun Deformitesinin Temel Özellikleri:

Burun Sırtında Çökme (Depresyon): Burun kemiğinde belirgin derecede deformasyon ve basıklık gözlenir. Bu çökme, burun sırtının orta bölümünde “eyer burun” veya “semer burun” deformitesine benzer bir görünüm oluşturur. (Bkz. Semer (eyer) Burun maddesi)

Yayvan ve Genişlemiş Burun Ucu: Burun ucu belirsiz, kaba ve genellikle düşüktür. Yanlara doğru yayvanlaşarak geniş bir görünüm alır.

Kontur Sorunları: Burun sırtında ileri derecede kontur düzensizlikleri ve pürüzler bulunur.

Nazal Obstrüksiyon: Burun içindeki yapısal bütünlüğün bozulması (örneğin septum deviasyonu veya iç valv kollapsı) nedeniyle nazal obstrüksiyon (burun tıkanıklığı) yaşanır.

Oluşum Nedenleri ve Bilimsel Yaklaşım:

Boksör burun deformitesi, genellikle tekrarlayan veya yüksek enerjili travmalar sonucunda ortaya çıkar. Bu travmalar, burun kemiklerinin ve septum kıkırdağının kırılmasına, ezilmesine veya yerinden oynamasına neden olur. Özellikle septal kıkırdağın hasar görmesi veya kaybı, burun sırtının ana desteğini zayıflatarak çökme eğilimini artırır.

Travma Sonrası Fibrozis ve Skarlaşma: Tekrarlayan travmalar, burun dokularında aşırı skarlaşmaya (fibrozis) yol açabilir. Bu skar dokusu, normal doku esnekliğini bozarak burunun sertleşmesine, yayvanlaşmasına ve genel konturunun bozulmasına katkıda bulunur.

Kıkırdak Hasarı ve Destek Kaybı: Burun ucunu destekleyen alar kıkırdakların travma sonrası hasar görmesi veya yetersiz desteklenmesi, burun ucunun düşmesine ve yayvanlaşmasına neden olur.

Cilt Yapısının Etkisi: Kalın derili, yağlı ve ağır cilde sahip kişilerde (örneğin bazı etnik gruplarda veya özellikle siyahi bireylerde), deformite daha belirgin olabilir. Kalın cilt, altta yatan iskeletsel sorunları gizleyebilir ve iyileşme sürecinde daha fazla ödem tutarak deformitenin şiddetini artırabilir.

Boksör burun deformitesi, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan ciddi sorunlar yaratır. Hastalar, genellikle hem burunlarının görünümünden rahatsızdır hem de ciddi nefes alma güçlükleri yaşarlar.

Ortak Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımı

Gerek semer burun, gerek domuz burnu, gerekse boksör burnunda ortak sorun, tekrarlayan veya yüksek enerjili travma sonrasında oluşmalarıdır. Bunlar, genellikle kısa, basık ve yayvan burun görünümü ile eşlik eden nefes alma sorunları ile birlikte görülür.

Bu tür deformitelerin tedavisi, genellikle oldukça karmaşık ve rekonstrüktif rinoplasti prensiplerine dayanır. Tedavide amaç, sadece estetik görünümü düzeltmek değil, aynı zamanda nefes alma fonksiyonunu da iyileştirmektir. Bu süreç, genellikle hastanın kendi vücudundan alınan kıkırdak greftleri (kaburga veya kulak kıkırdağı) kullanılarak burun iskeletinin yeniden yapılandırılmasını ve doğru orantıların yeniden sağlanmasını içerir.

Ne Öğrendik?

Domuz burun ve boksör burun deformiteleri, rinoplasti sonrası veya travma sonucu ortaya çıkan, burnun estetik ve fonksiyonel bütünlüğünü bozan şekil bozukluklarıdır. Domuz burun, burnun kısalması, basıklaşması, şişmesi ve yuvarlak burun delikleriyle karakterizeyken; boksör burun, burun sırtında çökme, burun ucunda yayvanlaşma ve nefes alma güçlükleriyle belirgindir. Her iki deformite de, özellikle travma öyküsü olan veya kalın derili hastalarda daha sık görülür. Tedavileri, genellikle kapsamlı rekonstrüktif rinoplasti yaklaşımları ve kıkırdak greftleri kullanılarak yapılır, hem estetik hem de fonksiyonel iyileşme hedeflenir. Bu tür kompleks deformitelerin düzeltilmesi, cerrahın ileri düzeyde deneyim ve becerisini gerektirir.

Kaynaklar

Farina R, Cury E, Ackel IA. Saddle and boxer’s nose. Aesthetic Plast Surg. 1983;7(3):171-5. PMID: 6356812.

Chua DY, Park SS. Posttraumatic Nasal Deformities: Correcting the Crooked and Saddle Nose. Facial Plast Surg. 2015 Jun;31(3):259-69. PMID: 26126222.

Kao WK, Ho T. The Management of Posttraumatic Nasal Deformities. Facial Plast Surg. 2023 Dec;39(6):630-637. PMID: 37567568.